17 Ağustos 2011 Çarşamba

...ve Deniz 2 yaşında...

Denizcik hayatımıza gireli aslında 2 yıldan fazla oldu. Annesinin karnında bile hayatımızı etkilemeye başlamıştı. Ama kendisi ile bizzat tanışmamız, sıcak bir Ağustos günü, 17 Ağustos 2009'da oldu. Çoğunluğun deprem kayıplarını hatırladığı ve hüzünlendiği gün, bizim sevincimiz oldu. Hayat çok garip.

Son 2 yıla dönüp baktığımda, Deniz'in hayatımızı kökten değiştirdiğini görüyorum. Önceleri anne-babasına birebir muhtaç ve çaresiz iken artık koca bir adam oldu. Ağladığında nesi olduğunu anlamaya çalışıyorduk, artık acıktığını, üşüdüğünü, terlediğini, uykusunun geldiğini söylüyor. Tam bir iletişim bebeği oldu. Sadece bizle de değil, sokakta, lokantada, plajda, parkta, her yerde herkesle iletişim halinde ve sürekli bir şeyler öğreniyor, kendini geliştiriyor. Dedikodu da yapmıyor değil; geçenlerde şu konuşma geçti aramızda;
(anneannesinden alıp eve götürürken, arabada
Deniz: Aaalâdim
Başar: Aaa..? Neden oğlum?
Deniz: Kııvırcık.. Bıcı bıcı (anlıyoruz ki anneannesi altını yıkamış, bu da ağlamış)
Başar: Oğlum, ne var ağlayacak. Bak, ne güzel mis gibi olmuşsun.
Deniz: (oldukça içli bir sesle, başı hafif yana yatmış şekilde) Aaalâdim..
Artık eve alışveriş yaparken daha dikkatli yapıyorum. İçinde katkı maddesi olan şeyleri almıyorum. Mutlaka meyve, sebze, vs. olsun istiyorum. Bıçak, çatal, cam, vbg. eşyaları biryerlere koyarken Deniz'in ulaşamayacağı yerlere koyuyorum. Bir önceki yazımda bahsettiğim ritüelik eşyaları ortalarda bırakmamaya çalışıyorum. Artık hayatımızı Deniz'e göre şekillendiriyoruz. Bu da bir dönem ve sanıyorum bizim ufaklık yuvadan uçana kadar da böyle gidecek. (Anne-babalarımızı düşünüyorum da, sanırım evlenip gitse de değişmeyecek.)

Velhasıl, ben Deniz'i tanıdığıma memnunum. İnkâr etmiyorum, bazen beni cidden çıldırtıyor. Ama biliyorum ki çıldırtması bana garezinden değil, kişiliğini oturtmaya çalışmasından ileri geliyor. Ayakkabısını giymek istemeyecek, üzerindekileri çıkarmak isteyecek, vs. vs. Ama nihayetinde sabah kalktığında pamuk şeker edasıyla gelip sarılıp öptü mü unutuyor insan. (Şeytan tüyü var, hemen bir yolunu bulup insanı gülümsetiyor.)

Doğum günün kutlu olsun Denizcik..! Umarım hayat sana hep bu ilk iki yıldaki kadar bonkör davranır ve çevrendekiler hep böyle sevgi dolu yaklaşırlar sana. Hayat senin gördüğün kadar toz pembe değil; tek dileğim öyle olmadığını büyüdükten sonra, bu gerçeği kaldırmaya hazır olduğunda anlaman.

2 yaş hediyesi: Cem Karaca'dan "Bu Son Olsun"


1 yorum:

  1. Güzel şeyler bu hissettiklerin...
    Güzel duygular...

    Yolu açık olsun minik Deniz'in.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil